KÖPEKBALIKLARI İLE YAŞAMAK!
Erdem KARAGÖZ
Başlığı okuyunca Florya’da 100 dönüm üzerine kurulan iki katlı Karadeniz’den Pasifik Okyanusuna kadar 16 ayrı tema ve yağmur ormanlarının bulunduğu binlerce canlı deniz türü ile 500 çalışanı olan İstanbul Akvaryumunun her şehre yapılacağı aklınıza gelmesin. Şimdi ülkenin yeni köpekbalıkları hakkında yazacağım.
Bu ülke köpekbalıklarından çok dinozora sahip. 250 yıldır başkanlık yapan bir cok isim bu ülkede statüsünü kaybetmeden yaşam mücadelesi veriyor! Benden daha iyi başkanlık yapacak birini bulsam bir dakika kalmam diyerek 30-40 yıl başkanlık yapan dinozorlar için henüz akvaryum çalışması yapılmadı. Bir kaç istisna isim dışında üretmeden yıllardır başkanlık yapma yeteneği gerçekten akademik bir çalışma olabilr.
Sevgili genç beyinlere sesleniyorum. Dinozorların yaşadığı bu ülkede mutlaka köpekbalıklarına ihtiyaç duyulur. Peki köpekbalıkları ile dinozorlar arasındaki farklar nelerdir? Dinozorlar için önemli olan bulunduğu statüyü korumak ve bu ünvanla alınmaktır. Mümkünse başkan olarak ölmek ve Teşvikiye camiisinde cenaze namazının kılınması, safta “iyi bilirdik” diyecek diğer başkanlar tarafından Zincirlikuyu mezarlığına gömülmektir. Köpek balıklarının işi statüsüz ve ünvansız bulunduğu yere değer katmaktır. Köpek balıkları genelde şehrin bilinmedik camilerinden, cami cemaati ve üç beş dost tarafından sıradaki mezarlığa gömülür.
Aralarında fark var mıdır? Köpek balıkları yaşamın her anını sorgular. Baskı altında hızlı ve doğru kararlar alırlar. Sezgileri mükemmeldir. Dinozorlar hantal ve bulundukları ortama uyum gösterir ve değişime kapalıdır.
Şimdi ülke yeni yeni köpek balıklarına kavuşuyor. Sorgulayan, araştıran ortak akıl projeleri gelişiyor. Bunlar harika adımlar. Ülkenin düşünen adamları fikirleri masaya yatırıyor. Daha iyi Dünya için ne yapabiliriz sorusu üzerine çalışıyor. Bu organizasyonlarda eksik olan en önemli nokta; Bu şehirde birinin düşünmesi için gazeteci, kurum yöneticisi, STK Başkanı olması tek başına yeterlilik değil. Bu ülke için fikri olan kim olursa olsun konuşabilmeli. Bir kural vardır. Önemli olan tuzu kimin attığı değil ne kadar attığıdır. Malesef bu ülke henüz bunu sindirmeyi başaramadı. Zamana ihtiyacı var.
Şimdi genç köpek balıklarına sesleniyorum tutkuyla, aşkla fikirler üretin. Fikirlerinizin arkasında durun ve asla sizi birilerinin bir yere getirmesi için köşenize çekilip beyaz atlı prens/prensesinizi beklemeyin. Gidin olmak istediğiniz yere sahip çıkın. Delegenin başkanı başkanın delegeyi seçtiği bir sistemde bir yılda dinozor olmaya çalışmayın. Önce ünvansız liderlik yapın. Peşinizden sürükleyecek insanlara ulaşın. Siz bulunduğunuz ünvana, koltuğa değer katacak donanım, bilgi,beceri ve en önemlisi tavra sahip olun. Bunun için % 100 sorumluluk almayı göze alın ve mazeretler yerine sadece sonuçlara odaklanın. Herkesin sizi terk ettiği zamanlarda siz kendinizi asla terk etmeyin.
Siz beyinlerde köpek balığı olun. Her gün bu ülke için düşünün. Kendi aklınız kadar başkalarının aklını da kullanın. İyi işler için odaklanırsanız zaman sizi hep haklı çıkartır. Tek farka ihtiyacınız var. Düşünmek çok önemli bununla birlikte en önemlisi iyi planlanmış eylemler. İyi bir yere gelebilir, hatta getirilebilirsiniz. Kalmak için yeteneklerinize ihtiyacınız var. Dinozorların en büyük yetenekleri kendilerinden daha zeki ve yetenekli kişileri ekiplerinde de tutmamalarıdır.
Köpek balığı olarak sizin en büyük yeteneğiniz sizin gibi düşünmeyen kışkırtıcı fikirleri olan sıradışı insanlarla takım kurmanız olsun. Yetenek havuzunuzda mutlaka sinir bozucu, direk söyleyen ve muhalefet yapan insanlar olsun.
Aynı düşünen insanlarla sadece mutlu ve haklı olursunuz. Her söylediğinizi tasdikleyen insanlar sizi tatmin eder. Hep haklı ve hep başarısız olmak yerine değişimi seçin Çünkü değişmek önce kendin egonla savaşmaktır.
Bunu kişiselleştirmek, alınmak ve kızmak isteyenler dileklerini gibi davranabilirler. Ülkenin köpekbalıklarına ihtiyacı var . Üstelik akvaryumda değil oyunun içinde. Kötü çocuk ben olmam gerekirse buradayım. Dinozorlar kurban istiyorsa bugün kapalıyız.
Köpekbalıklarının kuracağı 20-30 think tank, düşünce kulübü, beyin fırtınası takımlarının “başka ne yapabilirim” ? sorusunu tartışması bana çok keyif verecek.
Gençler bu oluşumlar için kimseden görev beklemeyin. Memleket sadece facebook ve twitter üzerinden kurtarılmaz haydi oyuna girin.
Henüz yorum yazılmadı. İlk yorum yazan sen ol!