Mentörlük Startup ve Girişimcilik
Erdem Karagöz
Şirket olarak Kosgeb destekli girişimcilik eğitimleri de veriyoruz. Kurslara yüzlerce insan katılıyor önlerine gelen formlarda iş fikrinin detaylı yazılması istendiğinde % 90’ının hiçbir fikre sahip olmadığını görüyoruz. Birçok startup projesinde yer alıyor ve deneyimliyoruz.
İşi planlamamış, planı işletememiş insanların olayları çok hızlı algılaması binlerce, on binlerce değişiklik yapacak tepki göstermesi alışılmış kültürde oldukça zor. (Henüz annelerin SGK’li işte çalış dünyasındayız!) Geçmişte başarısızlık yaşamamış, başkalarının deneyimleri ve hataları ile ilgilenmemiş insanların içsel motivasyonları da ve özgüvenleri de yeterince gelişmiyor. Para ve kültür dengesinin kuramayan insanın bir günde sihirli değnek ile facebook, whatsapp, Google kurucusu olmasını beklememek gerekir. (Tamam, yeterince karamsar oldu mu?)
Devlet silikon vadisi yatırımları, teknoparklar ,maddi destekler ile üzerine düşeni yapıyor. Üniversitelerde startup ve girişimcilik adına iyi işler üretiyor. Bu ülkenin en önemli eksiği mentör azlığı ve mentörlere genç girişimcilerin kolay ulaşamaması.
Yani bir seminer, eğitim ya da panelde 45 dakika mentörü dinlemek ilham ve sonuç vermiyor. 589 milyon dolara yemeksepetini satıp 114 kişilik ekibine 27 milyon dolar dağıtan Nevzat Aydın gibi yüzlerce kişinin genç girişimciler ve inandıkları projeler üzerinde çalışması, yatırımcılar ile tanıştırması ve projelerine küçük dokunuşlar yapması gerekiyor. Avrupa ve Amerika'da mentörler projeden % 1ile 5 arası hisse alarak deneyimlerini paylaşıyor. Bizde henüz bu istenen düzeyde değil.
Yaşadıkları deneyimleri, kırılma noktalarını, içsel motivasyonlarını, ekip yönetimini, hızlı kararların nasıl alınacağını, yatırımcılar ile neyi nasıl konuşacaklarını, pazarlamayı daha yüzlerce konuyu 15 günde 1-2 saat birebir aktarmaları gerekiyor.
Bu ülkede başarılı olmuş girişimciler mentörlük yaparak bilgi paylaşmayı, genç girişimcilerde projelerinin çalınmasından korkmamayı öğrenmeli. Gerçekten projenizin çalınmasından korkmayın umursanmamasından korkun. Bakın bu ülkede korsan kitap basılıyor iyi olmasa, satmasa korsanı olur mu? Uç örnek farkındayım ancak inanın kitaplarımın korsan basılması, Bakırköy metro duraklarında akşamları el altından Türk İşi İkna kitabımın satılması kulağa hoş geliyor. Kendimde satın alabilir, korsancı kardeşe bir kitap imzalayabilirim!
Kısacası bizim 5-10 yıllık süreç için yabancı futbolcu transferi gibi mentör transfer etmemiz, yerli mentörleri de sahaya çekmemiz gerekiyor. Beyin göçünü önlemenin bir yolu da bu işin bu coğrafyada yapılabileceğini inandırmaktır.
Henüz yorum yazılmadı. İlk yorum yazan sen ol!